Cerrahlar duygusal zekalarını nasıl yönetir?

Duygusal zeka nedir?

Duygusal zeka; bireyin kendisinin ve başkalarının duygularının farkına varma ve sosyal ilişkilerde duygularını kullanabilme kapasitesi olup, duygu (emotion) ve biliş (cognition) arasındaki etkileşimle ortaya çıkan bir durumdur (Schutte ve diğerleri, 2006:1). Genel olarak bu kavramla alakalı olarak dört alt başlık dikkat çekmektedir. Bunlar; kişinin kendi duygularını algılama yeteneği, başkalarının duygularını algılama yeteneği, kendi duygularını  ve son olarak da başkalarının duygularını yönetebilme yeteneğidir (Humphrey, 2001:495). Sağlık çalışanlarında duygusal zekâ kavramı büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu mesleklerin, hastalarla direkt iletişim kurmayı gerektirmesi ve hizmetin ancak ekip çalışması ile sunulabilmesi, duygusal zekâ kullanabilmeyi ön plana çıkarmaktadır (McQueen, 2004:101). (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/66499) Peki cerrahlar duygusal zekalarını nasıl yönetir?

Cerrahi de karşılaşılan duygu durumları nelerdir?

Cerrahi; hastayı ya da organı kurtarabilecek bir eylem iken;  öldürebilecek bir eylem olarak da deneyimlenen bir paradokstur. Bu da cerrahların yaşamlarının her noktasında komplikasyon tehdidini yaratır. Bu sadece cerrahiye özgüdür. Araştırmalara katılan cerrahlar; ‘ Bir cerrahın hayatının komplikasyonlarla dolu olduğu’ görüşünde hemfikirler. (https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0143763)

Cerrahideki karmaşıklıklar hasta ile tanışma ile  başlayan,  ameliyat öncesini, ameliyat süresini, ameliyattan sonrasını kapsayan; büyük bir süreci kapsar.

Ameliyat öncesi ; hastaları operasyonun riskleri hakkında bilgilendirme sürecidir. Bu nedenle cerrahlar müdahalenin yararlarını ve risklerini hastayla dengelemeye veya işleri yoluna koymaya çalışırlar.

Bazen de farklı fikir ile gelen hastaları; yapabilecekleri operasyon hakkında hasta –hekim ilişkisini yöneterek ikna etmek zorunda kalabilirler. Cerrahi karar verme, gerçekten de aralarındaki öznel bir denge olduğundan , kararsızlık yorgunluk yaratabilir.

Ameliyat süresince; vaka zorluysa cerrah vakanın yaşaması için limitlerini sonuna kadar zorlar. Hasta ile kendini özdeşleştirmesi durumunda ise içsel sıkıntı yaşayabileceği gibi, diğer ekip üyelerini duygusal olarak yüklenen durumlardan uzak tutmak zorunda kalır. Özellikle ortopedi cerrahisinin çalışma ortamının gürültüsü,  hissedilen duygusal baskıyı arttıran ve yoran bir olgu haline dönüşebilir. http://acf.com.tr/tr/total-diz-ve-kalca-replasman-ameliyatlari-ne-kadar-gurultulu/

Ameliyat öncesi ve sonrasında çalıştıkları kurumsal dünyanın baskısında kalabilirler. Ameliyat sonrası dönemde cerrahlar hasta morbidite ve mortalite toplantılarını düşünmekten kendini alamazlar.

Cerrahların tüm bu maruz kaldıkları durumlar düşünüldüğünde; yaşadıkları duygular; kaygı, korku, sıkıntı, hesap verebilirlik ve suçluluktur. Olumsuz herhangi bir durumun sonucunda ortaya çıkan duygu durumları;  cerrahların hastaları, aileleri veya meslektaşları ile olan ilişkilerini kapsamaktadır.

Tüm bu duyguların yanı sıra ; cerrahlar ile çalıştıkları ortam arasındaki boşluk, yalnızlık duygularını güçlendirebilir.

Duygusal yeterlilik kaç ana başlıkta tanımlanır?

Goleman (2005: 36), duygusal zekâ yeterliliklerini tanımladığı Duygusal Zeka Modeli’n de 5 ana duygusal yeterlilik tanımlamaktadır:

  1. Özbilinç (kişinin kendi duygularının farkında olabilmesi),
  2. Duyguları idare edebilme (kişinin kendi duygularını yönetebilmesi),
  3. Empati (başkalarının duygularını anlama),
  4. Kişinin kendini motive edebilmesi (kendini harekete geçirme)
  5. Sosyal beceriler (ilişkileri yürütebilme)’ dir.

Yazıya konu olan araştırmalara bakıldığında; cerrahların duygusal zekalarını aşağıdaki şekilde yönettikleri fikrine ulaşılmıştır.

 * Ameliyatın teknik bir eylem olduğu bilinciyle ;  özbilinç geliştirirler.

* Olumsuz sonuçlanan vakalarda teknik olarak mümkün olanın yapıldığının farkına vararak duygularını yönetirler.

*Kendilerini yaşam ya da ölümle ( başarı ya da başarısızlık ) ile sonuçlanabilecek belirsiz dramanın tek aktif aktör olduğunu bilerek, empati yaparlar.

*Cerrahinin tek tedavi şansı olduğunu ve hastalarına bir şans sunmanın yolu olarak “cerrahi endikasyonun sınırlarını zorlayarak kendilerini motive ederler.

*Sosyal Beceriler ile hasta-hekim ilişkilerini güven içerisinde yürütürler.

(https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0143763)

Share This Post :

LinkedIn
Twitter

Related Posts

What Do Doctors Expect from Patients

Doktorlar Hastalardan Ne bekler?

Doktor hasta iletişimi sağlık hizmetinin yapı taşlarından biridir. Bu iletişimi sağlıklı tutmak, sadece hastanın fiziksel sağlığını iyileştirmeye değil hastanın genel refahını arttırmaya da destek sağlar.