Cerrahi Testere Bıçakların Kökeni ve Kemik Kesme İşlemlerindeki Bıçak Tipleri

Cerrahi, insanlık ile birlikte ortaya çıkmış bir olgudur. İlkel çağlarda cerrahlık ayrı bir uzmanlık değildir. İnsanlar o zamanlarda yaraları iyileştirmek ve kanamaları durdurmak ya da işlevini kaybetmiş uzuvları kesmek için cerrahi işlemler uygulamışlardır. İnsanların başlarda kendilerini korumak ya da beslenmek için yaptıkları bıçak benzeri nesneler, daha sonralarda cerrahi işlemlerin ana yapı taşını oluşturmuştur. Cerrahi işlemlerde kullanılan aletleri daha iyi anlamak için bu yazımızda sizlere cerrahi testere bıçakların kökeni ve kemik kesme işlemlerindeki bıçak tipleri hakkında bilgi vermeye çalışacağız.

 

İnsan Tırnakları

Son yüzyılda yapılan araştırmalar, insan tırnaklarının ilkel cerrahi bıçaklar, neşterler veya küretler gibi kullanıldığını göstermiştir. Engelmann (1886), Kuzey Amerika’daki Klatsoops kabilesinin doğumdan sonra göbek kordonunu tırnaklar ile sıkıştırarak kestiğini kaydetmiştir. Geleneksel Etiyopya cerrahisi incelenirken, Pankhurst (1964), enfekte olan bademciklerin uzun bir tırnak yardımı ile patlatıldığı ya da tamamen kesilip alındığını belirtmiştir (Kirkup, 1995).

Hiçbir pozitif kanıt tırnakların, bıçakların buluşunu doğrudan etkilediğini kanıtlamaz fakat 19. yüzyılın sonlarında metalik formdaki tırnak ikamelerinin bazı cerrahlar tarafından burunla ilgili operasyonlar için önerilmesi ilgi çekicidir. (Şekil 1)(Kirkup, 1995)

 

Şekil_1

Şekil 1 – Nikel kaplama çelik ‘yüksük’, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında, (Kirkup, 1995)

Organik Bıçaklar

Bitkiler

Keskin yaprak kenarları, bazı palmiye, sazlık, bambu ve kaba otların sapları jilet benzeri yapıda olabilmektedir. Bu yüzden cerrahi bıçak olarak kullanılmaları şaşırtıcı değildir. Engelman (1886), Afrika’daki Loanga Kabilesinin, keskin bir palmiye yaprak sapı ve bir parça bambu ile umbilikus(göbek) kesimi yaptığını bildirmiştir. (Kirkup, 1995)

Lillico (1940), Melanezya ve Polinezya’daki bazı kabilelerin, bambu şeritleri ve dikenler ile skarifikasyon (vücutta açılan kesiler) yaptıklarını belirtmiştir. (Kirkup, 1995)

 

Hayvanlar

Comey (1925), Fiji’de midye kabukları ve kırık midyeler ile yapılan dış üretrotomiye tanık olmuştur.

Ellice adalılar bazı saplara monte edilmiş köpek balığı dişleri ile skarifikasyon gerçekleştirmişlerdir. Brezilya Karaya Kızılderilileri dörtgen veya üçgen bir kabuk parçasına balmumu ile sabitlenmiş bir dizi nehir balığı dişi yardımı ile skarifikasyon gerçekleştirmiştir. (Kirkup, 1995)

19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da, tek kullanımlık bir cerrahi bıçağın en erken biçimini oluşturmak üzere her biri tek bir uygulama için 100’lük paketler halinde satılan ince fildişi bıçaklarını görülmektedir (Şekil 2) (Kirkup, 1995).

 

 

 

Şekil 2 – Tek kullanımlık Fildişi uçlar, ondokuzuncu yüzyılın sonlarında. (Kirkup, 1995)

Mineral

Daha verimli lanset ve neşterler; doğa olayları (ısı, don, buzullaşma, deprem, deniz hareketi) ve ya insanın gelişigüzel kırmasıyla ayrılmış olan çakmaktaşı, obsidiyen (volkanik cam) ve diğer silisli kayalardan yapılmıştır.(Kirkup, 1995)

Doğal olarak kırılmış taşlar muhtemelen ilk el aletler olarak kullanılmıştır. Günümüzde bile, alet olarak keskin taş, köpekbalığı dişleri ve midye kabukları kullanan kabileler bulunmaktadır. (Oakley, 1961)

Paleolitik dönemde (MÖ 8000’den önce) ve özellikle Neolitik (MÖ 8000 ila MÖ 3000) dönemde, manuel beceriler çeşitli cerrahi bıçaklar oluşturmak için gelişmiştir, ancak cerrahi prosedürlere özgü olmaları imkansızdır (Kirkup, 1995).

Lillico (1940), Amerikan Cherokee ve Alaskan Kızılderilileri tarafından çakmaktaşı pullarla ve Bering Boğazı Eskimo’ları tarafından nefrit (yeşim taşı) ile kesi yaparak ilkel kan almanın yapıldığını belirtmiştir. Amerikan Chippewa ve Mapuche Kızılderilileri tarafından sopalara çakılmış çakmaktaşı lansetler veya ok başlarıyla kan alma işlemi gerçekleştirilmiştir (Kirkup, 1995).

Günümüze yakın tarihlerde ABD’de Crabtree, volkanik camdan ince bıçaklar üretmenin eski yöntemini yeniden canlanmıştır ve cerrahları Buck’u, operasyonda kesinin yarısı için kullanmaya ikna etmiştir. Buck volkanik camın, paslanmaz çelikten daha keskin olduğu ve müteakip iyileşmenin normal olduğunu bildirilmiştir (Jacobs, 1939). Daha sonra Buck, bu bıçakları sinir onarımı, mikrovasküler, plastik ve oftalmolojik cerrahi için önermiştir. Ne yazık ki, zaman alıcı üretim becerileri, seri olarak üretilen tek kullanımlık çelik bıçaklarla ekonomik olarak rekabet edememiştir (Kirkup, 1995).

Metalik Bıçaklar

M.Ö. 1400 civarında demir eritme ve M.Ö. 1200 civarında demir parçalarının ‘çelik’ yüzünün keşfi, silah ve aletlerin kalitesini artıran diğer devrimlerdi (Forbes, 1954). Hipokrat’ın, skarizasyon için demir bıçaklardan bahsetmesinden önce (MÖ 400’lerden önce), ameliyat için belgelenen herhangi bir uygulama bilinmemektedir (Adams, 1849).

Pota (Döküm) çelik işlemi ile birlikte; daha keskin, daha güçlü ve korozyona daha dayanıklı bıçaklar üretilmesi on sekizinci yüzyılın ortalarını bulmuştur (Forbes, 1956).

 

Kemik Kesmede Kullanılan Bıçak Tipleri

Uç Bıçaklar

Dik açılarla veya aletin uzun eksenine eğik olarak hizalanan bu bıçaklar, esasen kemik, kıkırdak veya fibrokartilaj kesilirken kuvvetli itme veya çekiçleme hareketi ile çalışmaktadır (Şekil 3) (Kirkup, 1995).

Marangozların aletlerinden türetilen bu bıçaklar, cerrahi ampütasyonlardan çok önce ellerin ve ayakların yasal olarak kesilmesi için kullanılmıştır. Hamurabi yasalarına göre, M.Ö. 1750’de, tedavileri hastalarının ölümüyle sonuçlanan tıp doktorları el amputasyonuyla cezalandırılmaktadır. (Sigerist, 1951)

Anestezi bulunana kadar doktorlar ve bilim insanları, ampütasyan işleminde ağrının azaltılması ve iyileşmenin kısa sürmesi için bıçaklar üzerinde çalışmışlardır. (Kirkup, 1995)

1879’da Macewen, alt femurun doğru ve kontrollü osteotomisi için, eşit açılı keskiyi (Şekil 3, birinci görsel) tanıtmıştır. (Macewen, 1879). Bu kama şeklindeki uç bıçak, motorlu testerelerin kullanılmasına rağmen ortopedik uygulamada hala bir yer tutmaktadır (Kirkup, 1995).

Şekil 3 – Yukarıdan aşağıya uç bıçaklar; (Kirkup, 1995) 
– Çelik osteotom, on dokuzuncu yüzyıl sonu, Macewen’in alt femur için eşit açılı ‘keskisi’; 
– Çelik meniskektomi, yirminci yüzyılın ortalarında, Smillie’nin, diz için; 
– Çelik ve abanoz tonsillotom, on dokuzuncu yüzyılın başlarında, muhtemelen Bell; 
– Çelik ve alüminyum tendon sıyırıcı, yirminci yüzyılın ortalarında Bunnel’s; 
– Çelik ve abanoz gorget, ondokuzuncu yüzyılın başlarında, Cooper perineal litotomi için; 
– Çelik mastoid keski, 19. yüzyılın sonları.

 

Doğrusal ve Silindirik Testereler

19. yüzyılda kemik şekillendirilmesi ve ampütasyon için kullanılan testere örnekleri Şekil 4 ve 5’te verilmiştir.

Şekil 4 – Doğrusal ve silindirik testereler (Kirkup, 1995)

Dar çelik bıçak ve abanoz ağaç sapı, on dokuzuncu yüzyılın ortaları, osteotomi femur boynu için, Adams;

– Kemik sapından sökülen çelik kafatası trepan, on dokuzuncu yüzyılın başlarında.

Şekil 5 – Doğrusal testereler (Kirkup, 1995) 

-Yaylı testere için sökülebilir çelik tırtıklı bıçak, on dokuzuncu yüzyılın başları;

– Çelik ve kompozisyon zıvana testeresi, takviyeli, kendi kendini temizleyen dişler, 19. yüzyılın başlarında Weiss’s.

Larrey tarafından 19. yüzyılın başlarında küçük amputasyonlar ve eklem rezeksiyonu için dar doğrusal testere tanıtılmıştır. 1869’da Adams, şiddetli eklem katılığını ile ilgili femur boynunun deri altı osteotomisi için tabanca saplı dar bir testere tanıtmıştır. (Şekil 3, birinci resim) ( Willet, 1898)

Daire ve Zincir Testereler

19. yüzyılda kemik şekillendirilmesi ve ampütasyonda daha kolay kesim yapılabilmesi adına bazı icatlar ortaya çıkmıştır. (Şekil 6) Fakat bu icatlar maliyetli, ağır ve kullanılması zor
cihazlardır. Aynı zamanda yeterli hız sağlayamamışlardır.

Şekil_6
Şekil 6 - Yukarıdan aşağıya elle çalışan testereler (Kirkup, 1995)
- Çelik ve abanoz sıralı daire testere, eklem rezeksiyonu için, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında, Charriere;
- Çelik enine daire testere, kafatası ve eklem rezeksiyonu için on dokuzuncu yüzyılın ortalarında, Graefe;
- Çelik sonsuz zincir ve fildişi, osteotomi ve eklem rezeksiyonu için, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında, Heine.

Elektrikli , Pnömatik ve Bataryalı Testereler

1908’de Bryant kraniyal cerrahi için hafif, elle tutulan, elektrikli, 15.000 rpm hıza sahip bir motorlu testere piyasaya sürmüştür. (Şekil 7)

Elektrikli testereler ile birlikte yüksek hızın yardımı ile kemiğe daha az hasar veren kesiler yapılmaya başlanmıştır.

Zamanla dairesel kesimin yerini kesi kılavuzları ile birlikte kullanılan salınımlı testereler almıştır.

Elektrikli ve pnömatik sistemlerin gelişimi beraber ilerlemiştir. Elektrikli sistemler günümüzde hala kullanılmaktadır. Fakat pnömatik sistemlerin kullanımı azalmıştır. Bunun sebebi kullanım ve hazırlığının zor olmasıdır.

Günümüzde kullanım kolaylığı açısından bataryalı motor sistemleri tercih edilmektedir.

 

 

  1. Kirkup J. Surgical History.The history and evolution of surgical instruments.VI The surgical blade: from finger nail to ultrasound.The Royal College of Surgeons of England, London. 1995; 77: 380-388
    • Adams F. The Genuine Works of Hippocrates, Vol. II. London: Sydenham Society, 1849: 808.
    • Comey BG. Instruments from Fiji. In: Doran A, ed. Descriptive Catalogue in the Museum of The Royal College of Surgeons of England, in manuscript, Vol. XX. 1925: 20-23.
    • Englemann GJ. La Pratique des Accouchements Chez les Peuples Primitifs. Paris: Bailliere, 1886: 192-5.
    • Forbes RJ. Extracting, smelting and alloying. In: Singer C, Holmyard EJ, Hall AR, eds. A History of Technology, Vol. I. Oxford: Clarendon Press, 1954: 572-99.
    • Forbes RJ. Metallurgy. In: Singer C, Holmyard EJ, Hall AR, Williams TI, eds. A History of Technology, Vol. II. Oxford: Clarendon Press, 1956: 41-80.
    • Jacobs MS. Circumcision. Ann Med Hist 3rd series, 1939; 1: 68-73.
    • Lillico J. Primitive bloodletting. Ann Med Hist 3rd series, 1940; 2: 133-9.
    • Macewen W. Clinical lecture on antiseptic osteotomy. Br MedJ 1879; 1: 656-8.
    • Oakley KP. Man the Tool-maker. London: British Museum, 1961: 5.
    • Pankhurst R. An historical examination of traditional Ethiopian medicine and surgery. Ethiop Med J 1964; 3: 157-67.
    • Sigerist HE. A History of Medicine, Vol 1. New York: Oxford University Press, 1951: 434.
    • Snodgrass JE. To my spring-lancet. Baltimore Phoenix and Budget 1841. Cited by Davis A, Appel T. Bloodletting Instruments in the National Museum of History and Technology. Washington: Smithsonian Institution Press, 1979: 14.
    • Willet A. An historic instrument. Br Med J 1898; 1: 167.
  2. Bryant WS. A new motor for bone surgery. Ann Surg 1908; 48: 303-5.

Şekil 1 – Nikel kaplama çelik ‘yüksük’, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında, (Kirkup, 1995)
Şekil 2 – Tek kullanımlık Fildişi uçlar, ondokuzuncu yüzyılın sonlarında. (Kirkup, 1995)
Şekil 3 – Yukarıdan aşağıya uç bıçaklar; (Kirkup, 1995)
Şekil 4 – Doğrusal ve silindirik testereler (Kirkup, 1995)
Şekil 5 – Doğrusal testereler (Kirkup, 1995)
Şekil 6 – Yukarıdan aşağıya elle çalışan testereler (Kirkup, 1995)
Şekil 7 – Elektrikli ve motorlu testere (Bryant, 1908)

Cerrahi Testere Bıçakların Kökeni ve Kemik Kesme İşlemlerindeki Bıçak Tipleri